Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr – ABD’de geçtiğimiz günlerde ortalığı sallayan bir video şu anda artık tüm dünyanın dilinde. Kısa zaman içinde sosyal medya platformu TikTok’da viral olan bu videoda dermatolog Lindsey Zubritsky, vücuttaki 3 bölgenin duş esnasında yeterince temizlenmediği takdirde ölümcül enfeksiyonların önünün açıldığını anlatıyor. Peki bu videoda anlatılanlar ne kadar doğru? Duşta kendimizi temizlerken vücuttaki hangi bölgelere mutlaka dikkat etmeliyiz? Dermatolog Uzm. Dr. Eylem Acar’a vücudun hangi bölgesinin nasıl ve ne şekilde temizlenmesi gerektiğini sorduk.
3 KRİTİK NOKTA: KULAK ARKASI, GÖBEK DELİĞİ VE TIRNAK ARALARI
Dermatolog Lindsey Zubritsky’in sosyal medya platformu TikTok’ta yaptığı paylaşım şu ana kadar tam 3 milyon kişi tarafından izlendi. Zubritsky’e göre vücuttaki 3 nokta çok kritik. Bunlar kulak arkası, göbek deliği ve tırnak araları. Zubritsky, kepek, egzama gibi deri hastalıklarının çoğunun kulak arkalarında meydana geldiğinin altını çizdi. Ona göre kulak arkasını yıkamamak enfeksiyonun habercisi olan ağır bir kokuya sebep olabilir.
Zubritsky’in önemli gördüğü bir diğer bölge de göbek deliği. Ona göre pek çok kişi duş alırken göbek deliklerini temizleme konusunda pek de dikkatli davranmıyor. Ancak bu bölgenin temizlenmemesi mide hastalıklarına neden olabilecek kadar önemli. “Burası ter, döküntü ve biriken kirin toplandığı süper ortak bir alandır. İhmal edilirse göbek deliğinde göbek taşı olarak da bilinen omfalolit gelişebilir” diyen Lindsey Zubritsky, temizlenmesi şart olan bir diğer yerin tırnak araları olduğuna işaret etti. Lindsey Zubritsky, tırnak aralarının da en az kulak arkası ve göbek deliği kadar temiz olması gerektiğinin altını çizerek şu cümleleri kullandı: “Duş alırken, kirden, döküntüden kurtulmak için gerçekten sert bir fırçayla tırnakların altına girmeniz gerekiyor.”
“Bu üç alanı düzgün şekilde temizlememek birçok antibiyotiğe dirençli bir bakteri olan Metisilin’e dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) taşıyıcısı olduğunuz anlamına gelebilir” diyen Zubritsky meslek hayatı boyunca bu tür vakalara çok sık rastladığının altını çizdi.
Metisilin’e dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) vakasına ait bir örnek
SABAH MI YOKSA AKŞAM MI DUŞ ALINMALI?
Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Uzm. Dr. Eylem Acar, duş almanın incelikleriyle ilgili bakın nelerin altını çizdi. Sözlerine duş almanın insan sağlığı açısından önemine değinerek başlayan Uzm. Dr. Acar, “Duş almak için doğru zaman, bir tartışma konusu olsa da uykuya dalmakta zorluk çekenler için doğru sıcaklıkta alınmış gece duşunun yardımcı olabileceğine, sabah duşunun ise kişiyi uyandırmaya faydalı olabileceğine dair bazı kanıtlar olduğu söylense de, biz dermatologlar cilt sağlığı ve hijyen açısından duş zamanından çok nasıl yapıldığının daha önemli olduğunu düşünüyoruz” açıklamasında bulundu.
Kişisel tercihlere bağlı olarak değişkenlik gösteren duş alma sıklığında dikkat edilmesi gereken bir husus var. Uzm. Dr. Eylem Acar, “Sabah duşunun tüm dünyada daha yaygın olsa da son dönemlerde yapılan araştırmaların uzun vadede deri sağlığı açısından yatmadan en az 1.5 saat önce yapılmasının da iyi olduğu belirtilmiştir” dedi.
‘UYGUN NEMLENDİRİ OLMAZSA SIKINTI YARATIR’
Duş almanın sıklığı ve süresi de kişinin ihtiyaçlarına ve isteğine bağlı. Ancak burada dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri duş derecesinin sıcaklığı. Uzm. Dr. Eylem Acar, “Vücuttaki en büyük organ olan cildimiz, aynı zamanda dinamik ve kompleks bir canlı ekosistemini de üzerinde barındırıyor. Cildin en üst tabakasında yaşayan mikroorganizma topluluğu yani cilt mikrobiyotası vücudun koruyucu kalkanı olarak işlev görüyor” diye konuştu.
“Mikrobiyata cilt bariyerini güçlendirmekle görevlidir. Su ile temas süremiz ve sıklığımız artığında bu cilt mikrobiyotası ve derimizin ürettiği koruyucu tabaka içeriğinin bozulmasının yanı sıra dayanıklılığını sağlayan doğal yağ içeriğinin de zarar gördüğünü biliyoruz. Bu nedenle uygun nemlendiriciler kullanılmadan her gün duş almak bu yapıyı bozup hastalıkların oluşumuna yatkın hale getirebilir.” – Uzm. Dr. Eylem Acar
AÇKEN TANSİYON DÜŞÜRÜYOR, TOKKEN YORUYOR
Kişinin tokken ya da çok açken duş almaması gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Eylem Acar, duş almak için en ideal zamanın yemek yedikten 1-1.5 saat sonrası olduğunu, tok karnına yapılan banyonun vücudu oldukça yorduğunu, açken banyo yapmanın ise tansiyonu düşürdüğünün altını çizdi. Duş esnasında kuru fırçalama, kese gibi uygulamaların ciltteki ölü derinin arındırılması ve yenilenmesi için kullanılması gerektiğini belirten Acar, her duşta bunlara başvurulursa cildi tahriş ettiğini ve kuruluğa sebep olduğunu hatırlattı.
Genital bölge temizliği sırasında da bazı hususlara dikkat edilmesi gerektiğini hatırlatan Uzm. Dr. Acar, “Vajina ve vulva, genital sağlık için gerekli bazı sıvıları üretir. Ancak bazı kişiler, vajina kokusunun giderilmesi amacıyla vajinayı yıkama eğilimindedir. Sağlıklı bir vajinanın doğal ve hafif bir kokusu bulunduğu için bu temizliğe ihtiyaç yoktur” bilgisini paylaştı. Uzm. Dr. Eylem Acar ayrıca vajina yıkanmasının vajinal enfeksiyonları ortadan kaldırmadığını, bazı durumlarda zararlı bakterilerin çoğalmasına ve enfeksiyonun yayılmasına dahi neden olabileceğinin altını çizdi.
Sert sabunların kullanılması, hassas vajinal dokuyu kurutarak zararlı bakterilerin vajinaya bulaşmasını kolaylaştıran yırtıklara yol açabiliyor. Araştırmalar, vajinanın sürekli olarak yıkanmasının çeşitli sağlık sorunları riskini artırdığını gösteriyor.
Uzman Dermatolog Acar, ayrıca duş esnasında koltuk altları, kasıklar/arka bölge, ayaklar ve göbek deliğinin hijyenine de mutlaka dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.