Türk edebiyatının zaman ustası olan Adalet Ağaoğlu 95 yaşında; iyi ki doğdu, iyi ki yazdı

AA

Kumaş tüccarı Hafız Mustafa Sümer ile İsmet Sümer’in kızı Adalet Ağaoğlu, 23 Ekim 1929’da Ankara’nın Nallıhan ilçesinde dünyaya geldi. Nüfus cüzdanında asıl adı Fatma İnayet olan usta yazar, üniversite yıllarında, mahkeme kararıyla adını Adalet olarak değiştirdi.

Ağaoğlu, yazılarını evlenmeden önce Adalet Sümer, evlendikten sonra da bir süre Adalet Sümer Ağaoğlu adlarıyla kaleme aldı, ayrıca Parker Quinck, Remüs Telada takma adlarını da kullandı.

İlkokulu Nallıhan’da okuyan yazar, Ankara Kız Lisesi’nde okurken ilk şiir ve yazılarını kaleme almaya başladı. Yazı ile ilişkisini arkadaşlık olarak tanımlayan usta edebiyatçı, verdiği bir röportajda;

“YAZMAK HEP İÇİMDEN GELİYOR”

“Öyle bir arkadaşlık ki insan bir kere başladı mı duramıyor artık. Bir yandan da yazarak öğrendiğim kadar hiçbir yerden öğrenmedim. Şimdi öyle bir şey ki yazmak, sigara tiryakiliğinden daha büyük bir tiryakilik. Sahiden. Ben elimden düşürmediğim sigarayı kolayca bıraktım, hiç de aramadım. Fakat yazmayı bırakamadım. Tiryakilik o dereceydi. Şimdi yaklaşık 2 yıldır evden dışarı çıkamıyorum. Yine de yazmadan duramıyorum. Yazmak, su içer gibi içimden geliyor hep.”

İLK ŞİİRLERİ VE TİYATRO

Liseyi bitirdiği 1946 ile 1947 arasında Ulus gazetesinde tiyatro eleştirileri kaleme alan Ağaoğlu, 1948’de ilk şiiri “Gölgeler”in yayınlandığı Kaynak dergisinde 1950’ye kadar şiirlerini okuyucuyla buluşturdu. Başarılı edebiyatçı, 1950’de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi.

Şiirin yanı sıra tiyatro oyunlarına da yönelen Ağaoğlu, Ankara Radyosu’nda göreve başladığı 1951’de, ilk radyo oyunu “Aşk Şarkısı”nı yazdı. Radyoda bir süre dramaturg olarak çalışan yazar, daha sonra Radyo Tiyatrosu Müdürü oldu.

Başarılı yazar, 1961’de tiyatro oyuncusu ve yönetmen arkadaşları Kartal Tibet, Üner İlsever, Çetin Köroğlu ve Nur Sabuncu ile Ankara’nın ilk özel tiyatrosu “Meydan Sahnesi”ni kurdu, ayrıca Meydan Sahne dergisini çıkardı.

“BİR PİYES YAZALIM”

Sevim Uzungören ile kaleme aldığı “Bir Piyes Yazalım” eserinin Ankara’da sahnelenmeye başladığı 1953’te, tiyatro konusundaki görgü ve bilgisini artırmak üzere Paris’e giden yazar, 1954’te mühendis Halim Ağaoğlu ile evlendi ve eşinin 2018’deki vefatına kadar evlilikleri devam etti.

Yazarın, yaşadığı çevreden edindiği gözlemler üzerine kurduğu “Evcilik Oyunu” eseri 1963-1964 sezonunda Ankara’da sahnelendi.

TRT’nin kurulmasının ardından program uzmanı ve daire başkanlığı görevlerinde bulunan Ağaoğlu, 1971’e kadar TRT’de çalıştı.

Yazdığı oyunlarla 1960 ve 1970’li yılların önde gelen oyun yazarlarından biri olan Ağaoğlu’nun eserleri; Almanca, Slovakça, İngilizce, Hollandaca ve Bulgarcaya çevrildi. Ağaoğlu, kaleme aldığı oyunlarda, toplumun sorunlarına, güncel gelişmelere duyarlı bir tavır sergiledi.

Adalet Ağaoğlu, 1970’lerden itibaren roman ve hikaye yazarlığına yöneldi, “Ölmeye Yatmak” adlı ilk romanını 1973’te, “Yüksek Gerilim” adlı ilk hikaye kitabını ise 1974’te okuyucunun beğenisine sundu.

DAR ZAMANLAR

Dar Zamanlar alt başlığıyla yayınlanan Ölmeye Yatmak, Bir Düğün Gecesi ve Hayır… adlı üç romanında, zamanı yazdığı romanların en önemli figürü haline getiren yazar, Çağdaş Türk romanında “zaman ustası” olarak değerlendirilir oldu.

Unutulmaz edebiyatçı, romanlarında genellikle aydınların sorunlarını ve ilişkilerini ele alırken, Ölmeye Yatmak’ta, cumhuriyet döneminin egemen ideolojisinin, kentsoylu toplumsal kesimler üzerindeki etkilerini ve tutarsızlıklarını işledi.

Yaptığı bir açıklamada, yaşadığı dönemde uğradığı sansür nedeniyle tiyatro oyunu yazmayı bırakıp roman yazmaya yöneldiğini belirten usta kalem, şunları kaydetmişti:

Sayfa: 380

“KİTABIM HAKKINDA KÖTÜ ŞEYLER YAZDILAR”

“İlk romanım çıktığı zaman dönemin en ünlü eleştirmenleri çok kötü şeyler yazdılar bu kitap için. Fakat ben sokakta yürürken okurun ‘İyi ki Ölmeye Yatmak’ı yazdınız. Ne kadar başka bir roman.’ deyip beni yoldan çevirdiği oldu. Ben okura karşı sorumluluk duydum. İnan ki sizlerin bana ne diyeceğini, en çok bunu düşünürüm. O sorumluluğu hep duydum. 90 yaşında hala duyuyorum. Bu katlandı, hiç bitmedi. Ben okurum sayesinde var oldum. Eleştirmenler sayesinde var olmadım. Biz böyle buluştuk.”

SİNEMAYA UYARLANAN ROMAN: FİKRİMİN İNCE GÜLÜ

Yaklaşık 20 yıl roman, hikaye ve denemeler yazan Ağaoğlu, 1991’de Çok Uzak Fazla Yakın adlı eseriyle oyun yazarlığına dönüş yaptı. Yazarın, Fikrimin İnce Gülü romanı, “Sarı Mercedes” adıyla 1993’te Tunç Okan tarafından filme uyarlandı. Ağaoğlu, 1996’da, parkta otururken bir arabanın kendisine çarpması sonucu ağır yaralandı, Türkiye’de ve Türkiye dışında uzun bir tedavi dönemi geçirdikten sonra sağlığına kavuştu.

BOL ÖDÜLLÜ ROMANCI

New York’ta 1969’da yayınlanan The Reader’s Encyclopedia of World Drama adlı tiyatro ansiklopedisinde dünya tiyatro yazarları arasında anılan yazarın “Yaşamak” adlı oyunu, Fransız ve Alman radyolarında yayınlandı.

“Üç Oyun” eseriyle 1974’te TDK Tiyatro Ödülünü alan Ağaoğlu, “Yüksek Gerilim” ile 1975’te Sait Faik Hikaye Armağanını, “Bir Düğün Gecesi” ile 1979’da Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülünü, 1980’de Orhan Kemal Roman Armağanını ve Madaralı Roman Ödülü’nü kazandı.

Başarılı yazar ayrıca “Çok Uzak Fazla Yakın” ile 1992’de Türkiye İş Bankası Edebiyat Büyük Ödülünü, 1995’te Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülünü, “Romantik Bir Viyana Yazı” ile 1996’da Aydın Doğan Vakfı Edebiyat Ödülünü, 1997’de NTV Yılın Yazarı Ödülünü, 1999’da ise Aziz Nesin Ödülünü aldı.

Usta yazar, 14 Temmuz 2020’de hayatını kaybetti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir