‘Pahalı’ kredide geri ödeme süreci ‘yıkıcı’ olacak
Nurdoğan A. ERGÜN
Türkiye’nin ihracat rakamları ilk 7 ay itibarıyla yüzde 4.1’lik artışa işaret etse de ihracatçı sonuçtan memnun değil. Geçen yıla göre en az yüzde 10 büyüme olması gerektiğini belirten ihracatçılar, “Nefes alamıyoruz. Ekonomi politikaları böyle giderse 2024 yıl sonu hedefi olan 267 milyar dolarda negatif yönde sapma olacak” yorumu yaptı. Türkiye ihracatının lokomotifi ana sektörlerde yaşanan küçülmelere dikkat çeken ihracatçılara göre, Türk ihracatçısı süper ligden alt lige düşüyor ve bu daha buzdağının görünen yüzü.
‘Pahalı’ da olsa alınan kredilerin geri ödenme sürecinin başladığını da dile getiren ihracatçılar, bu sürecin ‘sancılı’ ve ‘yıkıcı’ olacağı endişesini paylaşarak, nakit krizinin birçok firmayı oyundan koparacağına işaret etti. Geçen yılın kasım ayından itibaren Merkez Bankası’nın politika faizini yükseltmeye başlamasıyla bankalar da düğmeye basmış hem mevduat hem de kredi faizlerini artırmaya başlamıştı. Ticari kredide faizler 58.5’i, ihtiyaç kredisinde de yüzde 76’ları bulurken, iş dünyasının temsilcileri, uzun zamandır krediye erişimin çok pahalı olduğundan şikayet ediyordu.
“Faizler ödenip borç çevrilmeye çalışılacak”
8 ila 12 ay vadeli alınan kredilerde geri ödeme sürecinin ağustos sonu başlayacağını hatırlatan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, yılın son çeyreği ile 2025’in başında şirketlerde yaşanacak ‘sıkışmaya’ dikkat çekti.
“Ucuz olan kredilerin ödeme süreleri bitti, şimdi pahalı kredilerin geri ödemeleri başlıyor” diyen Gültepe, “Firmalar kredi borçlarını öteleyemeyeceğini için faizini ödeyip borcu çevirmeye çalışacak. Bu yılın son çeyreği ve 2025’in ilk çeyreğinde pahalı kredi borçları şirketleri sıkıştıracak. Hatta sıkıştırma başladı bile. Şirketler bu yükü kaldıramaz” diye devam etti.
“Konkordato sayısı %100 artacak”
Şu anda sanayiyi spesifik olarak destekleyecek bir politika izlenmediğini söyleyen TİM Başkanı Gültepe, “Mevcut politikaların çıktılarını 2025 Ocak-Mart döneminde alacağız. Muhtemelen OVP’de güncellenecek. Ama görünen o ki mevcut kur politikalarıyla 267 milyar dolar hedefine ulaşmak zor olacak” dedi.
Bu süreçte birçok firmanın oyun dışında kalacağını da kaydeden Gültepe, 2023 yılı toplamında 500 konkordato ilan edilirken, bu yılın ilk 7 ayında bu sayıya ulaşıldığını belirtti. Yıl sonuna kadar konkordato sayısında yüzde 100’lük artış olabileceğini öngören Gültepe, “Hem sayı hem de bedel olarak geri dönmeyen kredilerdeki artış bu süreci hızlandırıyor” dedi. Üretimin can çekiştiği yorumunu yapan Gültepe, “Küçülüyoruz, talebin küçülmeye etkisi yüzde 20. Asıl etki yüzde 80 ile ekonomi politikaları” diye konuştu.
“İhracatçı süper ligden düşürülüyor”
Türk ihracatçısının takım olarak kadrosunu süper lige uygun kurduğunu ve orada mücadele ettiğini dile getiren Mustafa Gültepe, “Takım iyi, kurallara uygun oynamaya devam ediyoruz ama bir başkası geliyor ve ‘sen alt kümeye in’ diyor. Öyle bir politika yapılıyor ki seni alt kümeye itiyor. Madem ki yüksek döviz enflasyona yol açıyor, şu anda neden hala fiyatlar yükselmeye devam ediyor? Bunun matematiği yok. Bu saatten sonra artık yavaş yavaş değil birden düşelim, biz de uğraşmayalım” dedi.
“Kurla işimiz yok ama döviz karpuzdan ucuz”
Türkiye’nin pahalı değil ‘çok çok pahalı’ ülke konumuna geldiğini ifade eden Gültepe, bu nedenle siparişlerin de içerde tutulamadığını belirtti. Türkiye’nin rakiplerine göre yüzde 40-50 daha pahalı bir noktaya geldiğini söyleyen Gültepe, “İhracatçının kur’a takıldığı yönünde algı yanlış. Bizim kur’la işimiz yok. Bugün sadece Uzakdoğu, Mısır değil Avrupa’da dahi bazı ülkelerden daha pahalı durumdayız. Bu yıl kur’un artışı yüzde 25, maliyetlerimizin artışı yüzde 100’ün üzerinde. Ekonomi politikaları değişmediği sürece yarın da iki sene sonra da tartışacağız” yorumunu yaptı.
Mustafa Gültepe, “Mehmet Şimşek’in politikalarından şikayetçi misiniz?” sorusu üzerine, “Enflasyonla mücadele etmemiz lazım. Böyle durumlarda zarar edebiliriz. Bir boyuttan sonra sürdürülebilir olmaktan çıkıyor. Bu dönemde sanayici biraz unutuldu. Türkiye’de şu anda en ucuz şey döviz. Karpuzdan da ucuz” diye cevap verdi. Kurun son 3 ayda hiç artmadığını ancak enflasyonun yükseldiğini belirten Gültepe, “Hani kur enflasyonu tetikliyordu. Döviz 3 aydır artmıyor ama fiyatlar yükselmeye devam ediyor. Doların 33 TL ile 37 TL arasında olmasında hiçbir fark yok” dedi.
“30 milyar dolarlık sektör gözardı ediliyor”
Özellikle hazır giyim sektöründe yaşanan küçülmelerin ‘endişe verici’ boyuta ulaştığını söyleyen Gültepe, sektörde yüzde 50’lere varan oranda kapasite düşüşleri olduğunu belirtti. Gültepe, “Bu sektör 30 milyar dolar kazandırıyor. Bunun 20 milyar doları net döviz girdisi. Dünya Bankası’ndan 3.5 milyar dolar para aldık diye açıklama yapılıyor. Denize girmişiz, çıkmak için basacak yer yok. İşletmeler yaşamak için mecburen küçülüyor” dedi.
Onur Kılıçer: Mobilyada kapasite küçülmeleri başladı
Mobilya kenti Kayseri’de konuşan Akdeniz Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı R. Onur Kılıçer, “Türkiye’nin en büyük markaları Kayseri’de. Türkiye Avrupa’nın 1 numaralı üreticisi, MDF’de dünyanın dördüncüsüyüz. Ama bugün Kayseri’den bin 450 dolara sarılan yatak odası takımı 450 dolara yurtdışında mal edilebiliyor” dedi. Mobilya fiyatlarının enflasyon artışının gerisinde kaldığını söyleyen Kılıçer, “Enflasyon yüzde
70 açıklanırken bir yatak odasının fiyatı ancak yüzde 50 arttı” dedi. Bölgedeki birçok elektrikli ev aletleri firmasının ayakta kalma mücadelesi verdiğini vurgulayan Küçüker, “Kuzey Afrika’nın en büyük tedarikçisi olan bir firma şu anda üretimi yavaşlatıyor. Konkordato ilan eden yatakçılarımız var. İşçi çıkarmalar başladı. Hepimiz enflasyonla mücadele ediyoruz ama aynı zamanda hayatta kalma mücadelesi de veriyoruz” dedi.
Burak Yakin: Kuyumcuya baskınla olmaz, sistem değişmeli
Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı ve TİM Yönetim Kurulu Üyesi Burak Yakın, son günlerde kuyumculara yönelik denetim baskınlarını gündeme taşıyarak, uygulamanın yanlış olduğunu söyledi. “Biz de kayıt altına alınmak istiyoruz” diyen Yakın, ‘baskın’ uygulamasını doğru bulmadıklarını, asıl kayıtdışılığın nedeninin uygulanan muhasebe sistemi olduğunu belirtti. Yıllardır ‘altın esaslı muhasebe’ sistemi istediklerini akataran Yakın, “Denetime karşı değiliz ama katıtdışı olanlara baskın yapılsın.
Zaten sektörde düzgün çalışan, vergisini veren kuyumculara baskın yapıldı. Diğer yandan biz altın bozdururken 2-3 tane evrak imzalatıyoruz ama her müşteri bunu imzalamıyor” dedi. Altın esaslı muhasebe sisteminin uygulanmasıyla sektörün yüzde 90 kayıt altına alınacağını vurgulayan Yakın, şöyle devam etti: “Bizim 17-18 milyar dolar ihracatımız var. Bir de sınır ticareti ile giden var. Bir de yabancı kredi kartıyla satılan 3 milyar dolar var. Bu hizmet ihracatında sayılıyor.”
Kutlu Karavelioğlu: Makinede gölge ekonomi yüzde 25’e ulaştı
TİM Başkanvekili ve Makina ve Aksamları İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, sektördeki sıkıntılardan birinin de ‘gölge ekonomi’ olarak tanımladığı kayıt dışılık olduğunu söyledi. Sektörde işini hakkıyla yapanlar, AR-GE’ye yatırım yapanlar ve bunları kopya edenler şeklinde ikili bir yapı olduğunu dile getiren Karavelioğlu, “Avrupa’da buna kayıt dışı ekonomi demiyorlar, gölge ekonomi demeyi tercih ediyorlar. Çünkü bazı sektörlerin denetlenemeyeceği, denetlemenin fizibilitesinin olmayışı gibi mesele var. Avrupa’da yüzde 1 gibi bir kayıt dışılık varsa bizde yüzde 24- 25’e ulaştı” dedi.
Zeki Kıvanç: Tekstilde kapasiteler % 40’a düştü
Tekstil işiyle uğraşan Adana Sanayi Odası Başkanı ve Zeki Kıvanç, tekstil sektöründeki daralmalara dikkat çekti. Tekstil ihracatının 1.5 yıldır geri gittiğini kaydeden Kıvanç, “Tekstil ve konfeksiyonda işler iyi gitmiyor. 6-7 aydır İplik fabrikalarında kapasitenin yüzde 40’ı çalışıyor. Her gün kan kaybediyoruz” dedi. Bir yanda ara eleman sorununu artmasına paralel diğer yanda da istihdam kayıpları yaşandığına işaret eden Kıvanç, “Her ne kadar işlerimiz sıkıntılı da olsa, çalışanlarımızı kaybetmeme adına toplamda 4 bin 500 lira bütün çalışanlarımıza seyyane destek verdik” diye konuştu.